86 sonuçtan 1-40 arası gösteriliyor
Retorik
₺ 20,00
Büyük İskender’in öğretmeni, mantık biliminin öncüsü, gerçekçiliğin “baba” sı Aristoteles, tam bir “hazerfen”di: El attığı pek çok bilgi alanı yanında “Konuşma Sanatı” üzerine de bir kitap yazdı: Retorik. Aristoteles’in bütün yapıtları gibi Retorik de hemen hemen bütün dillere çevrildi, hem Doğu’yu hem de Batı’yı etkiledi. Türkçe okunmak içinse, çevirmenini bekledi.
Richard Wagner Bayreuth'da
₺ 12,50
Çağımızda duyguların nasıl altüst olduğunu ve zamanın yalnızca iki örnekle göstermek istiyorum. Eskiden parayla ticaret yapan insanlara onurlu bir soylulukla yukarıdan bakılırdı, ancak onlara ihtiyaç duyulduğunda, her toplumun iç organları olması gerektiği itiraf edilirdi. Şimdi insanlar, modern insanlığın ruhunda egemen bir güç oldular hem de ruhun en tutkulu bölümü olarak.
Şölen
₺ 15,00
Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir.
Euthyphron
₺ 10,00
Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir. Felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir Ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. Hıristiyan Ortaçağ felsefesine ve İslam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan Platon, düşünce
Ateşin Kültür Tarihi
İnsanlığın avucunda tanrılardan çalınan bir ateş yanarken, bugüne kadar sönmeyen bilginin uygarlaşma tarihine şahit oluyoruz.
İbrahim Peygamber
Sumerolog Muazzez İlmiye Çığ, bu kitabında, Tevrat, İncil ve Kur'an'da geçen 'İbrahim Peygamber' konusunu ele almaktadır.
Sofist
Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili fi-ozoflarından biridir. Felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir Ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. Hıristiyan Ortaçağ felsefesine ve Islam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan Platon, düşünce
Şamanın Ruhu
İnsanın, Homo Sapiens (M.Ö. 400.000) olarak ortaya çıktığı dönemden itibaren deneyimlediği, gözlemlediği tüm tecrübelerinin akıl ve kalp süzgecinden geçirerek yarattığı dinin adıdır Şaman!
İnsanın gelecek nesillere, kendi varlığını bildirmek üzere çizdiği petrogliflerde (kaya resimleri) Şaman dininin izlerine ilk kez M.Ö. 8.000 yılında rastlarız.
Mit ve Anlam
Lévi-Strauss, önce çağının egemen sosyal bilimler felsefesine; ardından antropolojideki üç ana akım olan evrimcilik, difüzyonizm ve fonksiyonalizme; varoluşçuluk ve hümanizme; Avrupamerkezci “tarih” ve “insan” kavrayışlarına; ve nihayet kendi toplumunun uygarlığına, yani tartışılamayacak denli kesin olduğuna inanılan modern Batının önkabullerine meydan okumuş ve hepsinin yetersizlik ve göreceliklerini tek tek göstermiştir.
Leonardo’dan Hegel’e Batı Düşünce Tarihi
₺ 50,00
Geçmiş, boşa harcanmış basit bir zaman kaybından ibaret bir şey değildir. Geçmişte ortaya çıkıp, gelişen düşünceler; başka bir deyişle doğruya deneme sınama yöntemiyle ulaşmak, mantıklı açıklamalar üstünde ısrarla durmak, insanların özgürlük ve adalet isteme hakları olduğuna inanmak gibi şeyler hâlâ varlıklarını sürdürüyor.
Komünist Manifesto
Bugün Marksist hareketin temel belgesi ve devrimci bir klasik sayılan Komünist Manifesto’yu, Marx ve Engels’in daha sonraki basımlara yazdıkları önsözler eşliğinde ve eserin Türkiye serüvenine ışık tutan bir önsözle sunuyoruz.
Felsefeye Giriş
₺ 25,00
Farklı fikirler, inançlar, dünya görüşleri bütün bir tarihin olduğu gibi günümüz insanlık medeniyetinin de zenginliğinin bir göstergesidir.
Doğuş ve Yeniden Doğuş
Dinler tarihçisi Eliade, bu kitabında öncekilerden farklı olarak dinlerin değişik kategorilerinin tanımlanması yerine, bütün din ve din dışı toplumların “tekris” paradigmaları üzerinden ortak duygular, alışkanlıklar ve gelenekler arasında anlaşılabilir köprüler kuruyor.
İlkel İnsanda Ruh Anlayışı
Birçok araştırmacı, antropolog ve etnologun beş kıtada birbirlerinden on binlerce kilometre uzakta yaşayan insanlarla ilgili çalışmaları Lucien Levy-Bruhl için doğrudan ilham kaynağıdır. Levy-Bruhl, kendi sahasındaki muazzam birikimi bu kitapta bir araya getirirken antropoloji dünyasının temellerini atar.
Algının Önceliği
Bu kitap Merleau Ponty düşüncesine başlamak için oldukça uygundur. Bir yandan algı gibi onun düşüncesinin temelinde yer alan kavramlara aşina olmayı sağlarken öte yandan da bu kavramlar üzerinden Merleau Ponty düşüncesinin gelişimini takip etmeye imkân sağlar. Algının Önceliği ve Felsefi Sonuçları yayımlandığı 26 Kasım 1946 tarihinden itibaren kabul görmüş ve
Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor
Marx, Nietzsche ve çağdaşları henüz dünyanın küçük bir parçasının modern olduğu bir zamanda modernliği bir bütün olarak algıladılar. Yüz yıl sonra, modernleşme süreci dünyanın en uzak köşesindeki insanın bile kaçamayacağı ağını üstümüze attıktan sonra ilk modernistlerden öğreneceğimiz çok şey var; kendi çağları değil bizim çağımız hakkında.
Yapısalcılık
İlk baskısı 1982 yılında yapılan Yapısalcılık, edebiyat meraklılarıyla araştırmacıların büyük ilgisiyle karşılanmıştı.
Yapısalcılık
Olivier Dekens bu kitabında yapısalcılık ve post-yapısalcılık akımının temel tezlerini, başta yapısalcılığın fikir babası Saussure olmak üzere, Jacobson, Benveniste, Lévi-Strauss, Barthes, Lyotard, Deleuze, Foucault, Althusser, Lacan, Derrida gibi temsilcilerinin veya akımın “dostu” eleştirmenlerinin görüşleri ışığında inceliyor.
Nesne Yönelimli Ontoloji
İnsanlar dünyayı algılamasaydı, dünya var olmaz mıydı?
İnsan, neyin var olduğunu belirleme konusunda özel bir yere mi sahip?
Göstergebilimin Abc’si
İnsanı kuşatan anlamlar evreninde iletişim amacıyla kullanılan doğal dillerin yanı sıra davranışlar, toplumsal törenler, mitler, tiyatro, sinema, resim, müzik, edebiyat, moda, mimarlık, reklamcılık anlamlı birimler diye tanımlayabileceğimiz “gösterge”lerden oluşan sistemlerin bazıları. Göstergebilimin (semiyotik ya da semiyoloji) amacı da bu anlamlı bütünleri kavrayabilecek bir çözümleme ve yorumlama modeli sunmak.
Kaostan Yaratıma: Postmodernizm ve Rus Edebiyatına Yansımaları
Postmodernizm, hem kavram hem de sanat açısından “tam söylenmemişlik” durumunu yansıtır. Bu duruma eşlik eden biçim ve biçemdeki yıkıcı dönüşümle yaratılan kaos, postmodernizmin değişmez yaşam ve ifade alanını oluşturur. Bu kitap, çokça tartışılan bu meseleyi ele almaya çalışırken öncelikle bu yumağın ilk ilmeğine yani kavramsal karmaşaya ve tarihsel-felsefi açıdan Aydınlanma
Sanatın Felsefesi Felsefenin Sanatı
Bu kitap, sanatın ne’liği üzerine kafa yoran filozof, düşünür ve sanatçıların metinlerinden oluşuyor. Sartre, Croce, Dewey ve Heidegger’e ait ilk beş metin sanatın ‘ne’liğine değiniyor; estetik alanına yeni tartışmalar getiriyor. Hemen ardından Taminiaux da Heidegger’in ‘Sanat Yapıtının Kökeni’ adlı önemli çalışmasının izini sürüyor.
Çağdaş Sanatta Postmodernizm Neo - Avangardizm ve Sinizm
Modernitenin birey/insan kurmacası, ussallık, evrensellik ve hümanizm anlayışının yeniden gözden geçirilmesine dayalı tezlerden, üretim-tüketim ilişkilerindeki köklü değişimlere, teknolojik aygıtların yaşamımızda kapladığı alanlardan akıl-duygu ikiliği sonucu ortaya çıkan doğa ve kültürün çatışkılı yeni haline, kimlik ve toplumsal cinsiyetten azınlık sorunlarına, ekolojiden modern sonrası kentleşmenin getirdiği yepyeni sosyal durumlara dek uzanan oldukça
Kaos İmgelemi
Dünyaya anlam kazandırmak için anlattığımız öyküler –mitoloji ve din, edebiyat ve felsefe, bilim ve sanat– fikirlerimizi başkalarına aktarma araçlarımızdır. Ancak düzen arayışımızın altında temel düzensizlik korkusu yatar. Gerçek kaosu imgelemek zordur, onu betimlemekse çok daha zordur.
Tuhaf ve Tekinsiz
Tuhaf ve tekinsiz dışarıda olanla, ait olmayanla, bilinmeyenle ilgilidir; garip olanı çağrıştırır. Mark Fisher’a göre tuhaf ve tekinsiz birbiriyle yakından ilişkili iki duygu, aynı zamanda 20. yüzyıla damgasını vuran birer üretim biçimidir; film ya da kurgu biçimi, kavrayış biçimi, hatta nihayetinde bir var olma biçimi.
Fenomenoloji: İlk Temeller
Bu kitap, yirminci yüzyılın hâkim felsefi hareketlerinden biri olan fenomenolojiye ilgi duyan herkes için giriş niteliğinde bir kitap olmakla birlikte, dilinin yalınlığı, fenomenolojinin farklı alanlarda kullanımı, Husserl, Heidegger ve Merleau-Ponty gibi önde gelen fenomenologların yoğun çalışmalarına en basitleştirilmiş haliyle nüfûz etmeyi olanaklı kılmakta, fenomenolojiyi anlamak için gerekli olan kavramsal çerçeveyi
Beraber
Bir üçleme olarak tasarlanan kitaplardan ilki Zanaatkâr'dan sonra, ikinci kitap Beraber'de Richard Sennett günümüzün son derece kabileci, yarışmacı ve benmerkezci dünyasında işbirliği yapmayı, ortaklaşmayı nasıl öğrenebileceğimizi sorguluyor.
Ezilenlerin Pedagojisi
Paulo Freire hayatını ezilenlerin eğitimine, özellikle de okuma yazma bilmeyen yetişkinlerin eğitimine adamış bir eğitimci. Ezilenlerin Pedagojisi'nde ise sadece belli eğitim merkezlerinde uygulanacak alternatif bir pedagoji değil, amaçları kadar kullandığı araçlar da özgürlükçü olan bir özgürleşme siyaseti öneriyor.
Çokluğun Grameri
Modern politik teorinin güncel krizi, politik tahayyülümüzde köklü bir değişiklik arayışını da beraberinde getirdi. Bu arayışa bir yanıt olarak Virno, klasik politik felsefenin Hobbesçu "halk" kavramına karşıt olarak, Spinoza'nın "çokluk" kavramına dikkat çeker. Çoklukta, temsili olmayan ve devletsiz bir toplumsal-politik varoluş tarzının olanaklarını bulur. Klasik politik teorinin temsil, halk, devlet
İyinin Egemenliği
İster klasik ister çağdaş olsun, felsefenin sorunları çoğu zaman karışık bir düzlemde tartışılır ve felsefe, bu tartışmaya her zaman açıktır. Iris Murdoch, insanın talepleri ve istekleri üzerinden, felsefenin temel sorunlarını tartıştığı bu makalelerde, kavramların altını adeta bir maden işçisi gibi kazarak, kendi gerçeğini, "iyi"sini aramaktadır. Bunu yaparken de varoluşçuluktan davranışçılığa,
Postmodernizmin Yanılsamaları
Girdabına kapıldığımız ulusaşırı kapitalizm çağını kavrayabilmek için başvura-bileceğimiz söylenen postmodern düşünce tarzının birçok tuhaf ve çelişkili bo-yut barındırdığını seziyorduk... Bu tuhaflığın en belirgin öğesi, temelde Aydınlan-macı fikirlere yönelik eleştirilerden kaynaklanıyordu. Tüm bilimselcilik, temelcilik, evrenselcilik, totalite, özdeş-düşünme, özerk ve bileşik özne ve benzerlerine yönelik eleştiriler büyük ölçüde yabancısı olduğumuz terimlerle ya
Masumiyetin Ayartıcılığı
Birkaç yüzyıllık bir zaman dilimi içinde, ekonomik, toplumsal, siyasal, dinsel anlamlarda tüm cemaat bağlılıklarını yadsıyarak yükselen, geçen yüzyıldan itibaren bireyi Tanrılaştıran, XX. yüzyılın sonuyla da hem sosyal devletin hem de ideolojilerin ne sosyal sınıf çatışkılarının, en azından görünürde gerilemesiyle son bağlarından da kurtulan Batılı insan, şimdi kendine inşa ettiği bu
Doğa Tasarımı
Collingwood’a göre, doğa bilimi, varlığı başka bir düşünce biçimine bağlı olan bir düşünce biçimidir ve doğa biliminin bize anlattıklarını bağlı olduğu düşünce biçimini hesaba katmadan ele almamız uygun olmaz. Bu düşünce biçimi ise tarihtir. Düşüncenin biçimi olan doğa bilimi hep bir tarih bağlamında vardır, varlığı tarihsel düşünceye dayanır. Bundan ötürü,
Tanrı'nın Ölümü ve Kültür
Terry Eagleton bu kitabında, özellikle 11 Eylül saldırısından bu yana gündemi işgal eden köktendinciliğin yükselişinden hareketle şu soruyu soruyor: Tanrı yeniden mi dirildi? Yoksa aslında hiç ölmemiş miydi?
Modern Kültürde Çatışma
Simmel yaşadığı zamanın, tanık olduğu büyük dönüşümün-modernitenin-, kentin mahşerinin, bireyin yalnızlığının kültürel haritasını çıkarır. Bu harita sayesinde sosyolojinin sosyal bilimler içindeki yerini tanımlar, eleştirel düşünce, kültür kuramı ve kültürel çalışmaların temellerini atar. Toplumsal pratikleri formlar ve imgeler halinde canlandırarak hayatı sanata, sanatı hayata tercüme eder. Simmel’in en kapsamlı çağdaş yorumcusu
Yaratma Cesareti
YARATMA CESARETİ, Amerikan psikolojisi ve varoluşçu psikoterapinin önde gelen ismi Rollo May’in en temel yapıtlarından biri. May, psikoloji, psikoterapi, felsefe ve sanatla yakın ilişkisinden ötürü, yaratıcılık konusunu ilginç bir perspektiften inceliyor. Tüm varoluşçular gibi o da kaygı olgusuna büyük önem vererek, değişimin kaygının içine gömülerek varılacak bir yaratıcılık düzeyinde gerçekleşeceğini
Kapitalizm ve Şizofreni ve Konsensüs İlişkisel Estetik Üzerine
₺ 25,00
1990’lı yıllardaki sanatsal çıkışın ele alınışı Nicolas Bourriaud’nun İlişkisel Estetik adını verdiği sanatsal çalışmayla yeni bir açılıma girmişti. 1990’lı yıllarda sanat, güncel sanat olarak daha önce var olan formlardan, eserlerden ve kullanımlardan yola çıkarak çalışmaya başlar. Gitgide daha çok sanatçı var olan eserlere göndermelerle, onlarla ilişkiye girerek çalışmalar gerçekleçtiriyor. Bourriaud,
Yeni Gerçekçilik Manifestosu
“Hatalarımızdan ders alırız ya da en azından başkaları ders alır. Hakikate veda ederek, ‘İktidar’a karşılıksız bir armağan vermekle kalmaz, büyük ölçüde insanın yanılsama ve büyüye karşı elindeki yegâne özgürleşme şansından yani gerçekçilikten vazgeçmiş oluruz.”
Marcel Duchamp ve İşin Reddi
Zamanı ve dünyayı yaşamanın bambaşka bir yolu olarak tembel eylem!
İlişkisel Estetik
Doksanlı yıllarla birlikte sanat, döneme ait özgün sorunların ve soruların etrafında yeniden şekillendi. Sanatsal evrende ortaya çıkan alışılmamış ya da değişmiş ifade biçimleri eskiye dair sorular üzerinden çözülemezdi, biçime ve öze yönelik yanlış anlamaların temelinde yatan da budur.